Bizim oradaki Carrefour´un ilk açıldığı zamanlar. Mağazada anlık
indirim duyurularını anons eden kişi şöyle dedi:
'Pantolonları indirdik, orta reyonda sizleri bekliyoruz.'
Lise yıllarında Milli Güvenlik dersinde hocamız olan subay, sınıfın
güzel kızlarından birini kaldırmış ve ondan subay rütbelerini
küçükten büyüğe doğru saymasını istemişti. Sıralamayı aynen yazıyorum:
'Teğmen, üsteğmen, yüzbaşı, binbaşı, yarbaşı ve albaşı.'
Geçenlerde gittiğim düğünde takılan paraları anons eden şahıs aynen
şöyle dedi:
'Gelin hanım köşede, isteyen takabilir.'
Geçtiğimiz ramazanın Kadir Gecesi'nde teravih namazını kılmak için camiye
gittim. Erkekler alt bölümde, kadınlar ise perdeyle ayrılmış üst bölmede
hep birlikte namaza durduk. Kadınlar her defasında secdeye 3-4 saniye geç
vardıklarından, üstten gelen ses ile bizim hareketlerimiz arasında bir
uyumsuzluk
başgösterdi. Bu keyfe keder 'senkronizasyon sorunu' mahalle imamımızın,
akıllara
ziyan bir şekilde duruma müdahale ederek üst kata seslenmesi ile son
buldu:
'Bayanlar! Geç kalmayın, erkeklerle yatıp, erkeklerle kalkın!'
Arkadaşımın sevgilisi komiser. Geçenlerde ikisi arabada sohbet ederlerken;
- 'Bilmem kaç merkez, yolda üç tane or..pu var Tamam' diye bir telsiz
anonsu gelmiş.
Erkek arkadaşı çok utanmış ve hemen telsize sarılıp telsizin diğer
ucundaki memura;
- 'Bu ne biçim anons, malum kadın deyin biz anlarız' diye fırça atmış.
On dakika sonra gelen telsiz anonsu ikisini de kahkaha krizine sokmuş.
- 'Komiserim malum kadınlar or..pu degilmiş Tamam'
Bir arkadaşımla balık almaya gittiğimizde, arkadaşım kovanın içinde yüzüp
çırpınan balıklara bakıp;
- 'Bunlar taze mi?' diye sormuştu.
Balıkçı da cevabı hemen yapıştırdı:
- 'Yok abla, pil takıp oynatıyoruz'
-----------------------------------------------------
Hitler ve Stalin bir barda oturmaktadirlar. Bir adam içeri girer ve barmene bunlar Hitler ve Stalin degil mi diye sorar. Barmen "Evet, onlar" der. Sonra adam onlara doğru yürür ve sorar: "Selam, ne yapıyorsunuz?" Hitler cevaplar: "3. Dünya savaşını planlıyoruz." Adam sorar. "Gerçekten mi? Neler olacak?" Hitler:"Bu sefer 14 milyon yahudiyi ve bir bisiklet tamircisini öldüreceğiz" der. Adam sorar: "Bir bisiklet tamircisi mi???!" Hitler Stalin'e döner ve der ki: "Gördün mü, sana kimsenin 14 milyon yahudiyi takmayacağını söylemiştim!"
-------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
80'lik ihtiyar 20 yaşındaki kıza aşık olur ve evlenirler. Küçük kasabada büyük olay yaratan evlilik memnun mesut devam ederken bir yıl sonra ihtiyar adam karısını doğum yapmak üzere hastaneye getirir. Herkes şaşkınlık içindedir. Derken hemşire gelip adamı tebrik eder, Bu mükemmel birşey! Bu yaşta bunu nasıl başardınız ?" Eee" der ihtiyar, "Motoru sıcak tutacaksın kızım!" Ertesi yıl 80'lik ihtiyarın 20'lik karısı tekrar hamile kalır ve yine aynı hastaneye gelirler. Hemşire yine büyük bir şaşkınlık içinde, -"Tebrik ederim, bu olağanüstü birşey!" deyince ihtiyar kıs kıs güler, sana söyledim. Motoru sıcak tutacaksın!" Bir sonraki yıl, ihtiyarın karısı yine hamiledir ve karısı doğumhanede iken gelen hemşire ihtiyara, "Vay be ne erkekmissin!" der. ihtiyar, "Motoru sıcak tutacaksın" diye cevap verince hemşire atılır: Eh artık yağı degiştirsen iyi olacak. Bu defaki zenci!
--------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
Bir köyün camisinde imam cemaate vaaz vermektedir. Ansızın içeri dalan bir köylü köyü sel basmakta olduğunu haber verir. Bütün cemaat hemen kendilerini dışarı atıp, kaçar. Sadece imam bütün ısrarlara rağmen köyüterketmeyi reddeder ve Tanrı'nın kendisini koruyacağını söyleyerek, camide kalır. Kısa bir süre sonra sular camiye ulaşır, imam çaresiz minareye çıkar. Sular minarenin ilk katına yükselirken bir tekne imami kurtarmaya gelir. Ancak dini bütün imam, Tanrı'nın kendisini koruyacağını söyleyerek tekneye binmez. Sular yükselir, imam ikinci kata çıkmak zorunda kalır. Bir tekne daha gelir, ancak imam yine Tanrı'nın kendisini koruyacağına inancının tam olduğunu söyleyerek tekneye binmez. Sular iyice yükselir. imam artık minarenin en tepesindedir. Bir helikopter yaklaşır. İçindekiler durumun kötü olduğunu anlatarak imama helikoptere gelmesi konusunda ısrar eder. İmam helikoptere binmeyi de reddeder. Bir süre sonra sular iyice yükselir ve imam boğularak ölür. Kendisini cennetin kapısında melekler karşılar -Melek: hoşgeldiniz. cennette köşkünüz hazırlandı. Buyrun. -İmam: Cennete girmek istediğimden emin değilim. -Melek: neden? -İmam: Tanrı'ya biraz kırgınım. -Melek: ne oldu ki? -İmam: Ben hayatımı ibadet ederek geçirdim. İnsanlara hep iyilik yaptım, günahtan uzak durdum. Yasadığım köyü sel bastı, herkes kaçtı ama tanrı'nın beni kurtaracağına inandığımdan kaldım. Görüyorsunuz ki şimdi burdayım... Tam bu sırada yukarıdan Tanrı'nin sesi duyulur: -Söyleyin o salağa iki tekne bir helikopter gönderdik!!!!!!!!!!!
--------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
Bir sarısın, bir kızıl ve bir esmer kız yanmakta olan bir binanın çatısında mahsur kalmışlar. itfaiye hemen olay mahalline gelmiş, gerekli cihazları cıkarmışlar.Catıdan atlayanları tutmak icin yanlarında getirdikleri carşafı tuttuktan sonra, çatıya doğru seslenmişler; "Atla. Bu tek sanşımız". Esmer olan kız çatının kenarına kadar gelmiş ve kendisini aşağıya bırakmış. Tam çarşafa gelirken, itfaiyeciler birden çarşafı kenara çekmişler. Esmer kız domates salçası gibi yere yapışmış. Itfaiyeciler tekrar catıya seslenmişler; "Hadi atla. Yoksa kurtulamayacaksın." Kızıl saçlı aşağıya bağırmış; "Atlamam. Biraz once yaptığınız gibi çarşafı çekersiniz siz". İtfaiyeciler; "Hayır, çekmeyiz. Biz sadece esmerler icin bunu yaparız". Boyle söylenince, kızıl saçlı da kendisini çatıdan aşagıya bırakmış. Itfaiyeciler esmer kızda oldugu gibi yine aniden çarşafı kenara çekince, kızıl saclı da elmalı kek gibi yere serilmiş. Çatıda sadece sarışın kalmış. itfaiyeciler daha once de yaptıkları gibi; "Atla, atla. Yoksa yanarak oleceksin". Sarışın; "Kesinlikle atlamam. İki arkadaşım atladığında çarşafı çektiniz. Ben atlarken de çekersiniz". itfaiyeciler; "Kesinlikle cekmeyecegiz. Söz veriyoruz". Sarışın kız; "Bakın, sizin çarşafı çekmeyeceğinize güvenemiyorum. şimdi çarşafı yere bırakın ve etrafından çekilin...
-------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
10 kişiyi öldürmekten ömür boyu hapis mahkumu olan adam hapisten kaçar. Kaçarken önüne çıkan bir eve girer ve yataklarında uyumakta olan bir çifti esir alır. Adamı bir sandalyeye, kadını da yatağa bağlar. Bir an etrafına bakınıp kadının üstüne atlar ve boynunu öpmeye başlar. Aradan bir dakika bile geçmez, mahkum yeniden ayağa fırlar ve odayı terkeder. Bunun üzerine adam karısıyla konuşmaya başlar: - "Sevgilim, bu adam yıllardır kadın görmemiş. Boynunu nasıl öptüğünü gördüm. Sanırım geri gelince seninle birlikte olmak isteyecektir. Aman ne derse yap, onu sinirlendirme, sadece memnun olmasını sağla ki burdan sağ çıkabilelim. Unutma ki hayatımız buna bağlı. Dayanıklı ol ve unutma, seni seviyorum!" Kadın bu sözler üzerine gülümser ve sakince konuşur: - "Haklısın sevgilim bu adam yıllardır kadın görmemiş ama o sırada benim boynumu öpmüyor, kulağıma senin çok yakışıklı olduğunu, seni çok beğendiğini söylüyordu. Hemen ardından da bana vazelinin banyoda olup olmadığını sordu. Dayanıklı ol ve unutma, ben de seni seviyorum!"
--------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
Filin biri bir gün ormanda gezerken poposuna bir sivrisinek konar. Fil önce ses çıkartmaz nasıl olsa gider diye düşünür. Fakat sivrisineğin gitmeye hiç niyeti yoktur. Fil durumdan rahatsız olamaya başlar ve kulaklarını sallar rüzgarından kaçsın diye, fakat sinek tınlamaz bile, fil iyice huylanır ve kuyruğunu sallar sivri sineğin üzerine doğru. Sivrisinek gene takmaz. Fil bakar çare yok sağlam bi bağırır. Sivrisinek: bağır kahpe bağır,Hoşuna gitti dimi.
--------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
Karadenizde köyün birinde bir çukur varmış ve pek çok kişi içine düşüp yaralanıyormuş. Köyün ileri gelenlerinden 3 kişi toplanmış ve çözüm aramaya başlamışlar. Birincisi demiş ki: - "Çukurun yanında bir ambulans beklasin ve düşenleri hemen hastaneye yetiştirsin." İkincisi: - "Çukurun yanına hastane kuralım düşenleri yetiştirmesi vakit almaz" demiş. Sıra Temel'e gelmiş. - "Kafanız hiç çalışmıyor" demiş. - "Gidelim hastanenin yanında bir çukur açalım"
--------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
Anne ve baba çocukları anlamasın diye sevişmeye "çamaşır yıkama" demişler. Yani sevişmek istediklerinde çamaşır yıkayalım mı diyorlarmış. Bir gün baba oğlunu çağırmış ve "git anana sor bakalım çamaşır yıkayacakmıymış" demiş. Oğluda gitmiş ve sormuş. Annesi "olmaz oğlum git babana söyle bugün yorgunum" demiş. Ertesi gün adam bir daha oğlunu çağırmış ve anana git sor demiş. Anne yine aynı cevabı vermiş. Ondan sonraki gün anne oğlunu çağırmış. "Git babana söyle bugün çamaşır yıkayabiliriz" demiş. Oğulda gitmiş babasına sormuş. Babası "yok oğlum olmaz anana söyle ben çamaşırları elde çitiledim" demiş.
-------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
Temel geçimini dağdan odun toplayıp, satarak sağlar. Bir gün yine eşeği ile birlikte odun toplamaya gider. Odunları kesip eşeğine yükledikten sonra evin yoluna koyulur. Yarı yola geldiklerinde bir ayı ile karşılaşırlar. Ayı Temel'e -"Bir kere verirsen seni öldürmem" der. Temel kimsenin görmeyeceğini düşünür ve kabul eder. Ayı yalnız bir şartı olduğunu söyler. "İlk önce eşeğini yapacağım" der. Temel kabul eder. Ayı önce eşeği sonra Temel'i becerir. Temel eve doğru yola koyulur. Yalnız Temel'in aklına niçin önce eşeği becerdiği takılır. Geri dönüp ayıyı bulur ve sorar. -Niçin önce eşeği becerdin ? Ayı cevap verir. -Önce seni yapsaydım Eşek kaçardı...
New York`tan Los Angeles`e giden uçakta cingöz bir avukat ile
sarışın bir hanım yanyana oturuyorlar. Avukat hem hanımla yakınlaşmak hem
de hoşca vakit geçirmek için bir oyun teklif ediyor. Kabul görünce oyunu
anlatıyor:
-Size bir soru soracağım, cevabı bilemezseniz bana 5 dolar
vereceksiniz, sonra siz soracaksınız bilemezsem ben size 50 dolar vereceğim.
Ve ilk soruyu soruyor:
-Ay ile dünya arasındaki uzaklık ne kadardır?
Kadın tek söz söylemeden çantasından 5 dolar çıkarıp adama
uzatmış.
Soru sorma sırası sarışına gelmiş:
-Tepeye 3 ayakla tırmanıp 4 ayakla asağı inen şey nedir?
Adam dakikalarca düşünmüş. Yanıtı bulamamış... Cuzdanından 50
dolar çıkarıp kadına uzatmış. Kadın parayı kibarca alıp çantasına koyarken
avukat merakla sormuş:
-Cevap ne?
Kadın tek kelime etmeden çantasını açmış ve 5 dolar çıkarıp
adama uzatmış..
İki emekli parkta güvercinlere yem atıyorlardı.
Birincisi;
"Şu güvercinlere ne zaman yem atsam , siyasetçileri hatırlıyorum "
dedi .
Diğer ihtiyar;
- neden...??? diye sorunca ekledi ;
- " Yerde dolaşırlarken elimizden yiyorlar, havalanınca kafamıza
sıçıyorlar..."
Temel bir gün Avrupa'ya gider.
Temel'in kötü bir alışkanlığı vardır. Sürekli içki içer.
Bir gün bir bara girip barmenden üç bira ister ve hepsini içer. Üç-beş
defa böyle yapınca barmen merak eder ve sorar:
"- Niye hep üç tane bira içiyorsunuz?"
Temel cevap verir:
"- Ben, Dursun ve Hamdi bizler üçüzüz. Hepimiz dünyanın farklı
yerlerindeyiz. Hepimiz de bara gittiğimizde birbirimizin yerine bira içeriz,
öteki iki birayı onun için içiyorum" der.
Yine günlerden bir gün Temel bara gelir ve iki bira ister, barmen verir.
Temel biraları içtikten sonra tam kalkarken barmen sorar:
"- Allah rahmet eylesin efendim, kardeşinizin biri öldü herhalde?"
deyince Temel cevap verir:
"- Hayır ben içkiyi bıraktım da..."
Üniversite yemekhanesine giren bir öğrenci tüm yerler dolu olduğundan gidip
üniversite profesörünün oturduğu masaya oturmuş.
Profesör kaşlarını çatarak: " öküzler ve kuşlar aynı masada oturamaz!"
Öğrenci: "O zaman ben uçuyorum..."
Profesör cevaba çok sinirlenmiş, sınavda öğrenciye takmış ve sınavını başarısız
geçmesi için elinden geleni yapmış.
Sınavda öğrenci tüm soruları mükemmel bir şekilde cevaplamış.
Profesör öğrenciye: Sana son bir soru soracağım - demiş.
Yolda yürürken iki torba bulduğunu hayal et, birinde akil var,diğerinde ise para var.
Hangi çuvalı alırsın?
Öğrenci: "Para olan çuvalı seçerdim..."
Profesör: "Ben akil olan çuvalı seçerdim..."
Öğrenci:"Normal! Kimde ne eksikse onu seçer...
Profesör çok sinirlenmiş, öğrencinin defterini alıp içine "öküz" yazmış.
Öğrenci nota bakmadan odadan çıkmış.
Bir dakika sonra öğrenci kapıyı aralamış :
"Sayın profesör, imzanızı atmışsınız, fakat notumu yazmayı unutmuşsunuz."- demiş
Karı-koca yatağa giriyorlar, tansiyonlar yükseliyor, sevişmeye hazırlanıyorlar.
Ancak kadın durup dururken,
'Dur, canım istemiyor, sadece bana sarıl' diyor.
Adamcağız,
'Neden?' diyor.
Karısı:
'Bir kadın olarak sevgi ihtiyaçlarimi anlamıyorsun' diyor.
Adam, sevişemeyeceklerini anlıyor ve kadının istediğini yapıyor.
Ertesi gün adam, karısını çok güzel bir mağazaya götürüp, alış veriş yapıyor...
Kadın, 3 tane pahalı kıyafet deniyor ama karar veremiyor.
Adam, karısına hepsini almasını söylüyor.
Sonra, 200$'dan 3 çift ayakkabı da alıyor..
Sonra, pırlanta küpeler alıyor.
Kadın heyecanlanıyor, mutlu oluyor..
Kocasının delirdiğini düşünüyor ama umurunda değil, pırlanta kolye de alıyor.
Kocası, 'Kolye sevmezsin sen ama bunu beğendiysen, alabilirsin' diyor.
Kadın zıplıyor, yerinde duramıyor mutluluktan.
'Hazırım, kasaya gidelim' diyor kadın.
Kocası: 'Hayır, hayır bunları satın almayacağız ki' diyor.
Karısının yüzü bembeyaz oluyor...
- 'Tabi almayacağız, bunlara sad ece sarılmanı istiyorum!'
Adam her gun papaganini camin onune birakir ise oyle gidermis. Papagan da aksama kadar yoldan gecenleri izler, soylediklerini dinlermis. Bir gun gene papagan camin kenarinda dururken asagida eylem yapan gencler ' Tek Yol Devrim' diye bagiriyorlarmis.. Ertesi gun sagci gencler eylem yaparken Papagan ' Tek Yol Devrim' diye bagirmaya baslamis.. Sagcilar da evi taslamislar... yakip yikmislar.. Adam eve donunce cok sasirmis ve olanlari komsulardan ogrenmis.
Papagana ayni seyi bir daha yapmamasini soylemis. Bir sonraki gun solcular eylem yaparken papagan sagcilardan duydugu 'Milliyetci Haraket Engelenemez' sloganini soylemeye baslamis... Bu sefer solcular evi taslamislar.. Adam eve dondugu zaman bu sefer dayanamamis, papagani kumese atmis.. Kumeste..
Tavuklar: Ne oldu lan artiz? Butun gun oyle orda camda durup etrafa bakmayi biliyordun..
Papagan: S..tirin lan o...pular Ben sizin gibi fuhustan yatmiyorum..
Dusunce suçundan yatiyorum..
Kimin İcadı ?
Ferdinand Porsche rahmetli olur. Kendisini bir melek karşılar ve büyük
icadından dolayı bir dilek hak ettiğini söyleyerek, ne istediğini sorar.
Ferdinand Porsche kısaca düşündükten sonra
“Tanrı ile bir saat konuşmak isterdim” der. Melek bu isteği derhal
yerine getirir ve kendisini bir salona götürür. Biraz sonra Tanrı
odaya girer ve sohbet başlar...
Porsche Tanrıya sorar ;
“Kadını yaratırken düşüncelerin neredeydi ? “
Tanrı: “ Ne demek istiyorsun ? “
Porsche: “ Çok hatalı yaratmışsın.”
1-Ön tarafı aerodinamik değil
2-Çok ses yapıyor
3-Bakım masrafları yüksek
4-Ayda 5-6 gün tamamen kullanılmaz durumda
5-Sürekli boyanması ve yenilenmesi gerekiyor
6-Arka tarafı çok sarkık duruyor
7-Egsoz, emisyona çok yakın
8-Farlar genellikle küçük
9-Yakıtı da extrem yüksek
Tanrı kısaca düşünüp yanıt verir
“FERDINAND, FERDINAND; BUNLARIN HEPSİ DOĞRU OLABİLİR AMA
İSTATİSTİKLERE GÖRE BİRÇOK ERKEK BENİM İCADIMA SENİN
İCADINDAN DAHA FAZLA BİNİYOR.”
POLİSDEN KAÇILMAZ
Sürücü dikiz aynasında kendisini izleyen polisi görünce kaçabileceğini düşünüp basmış gaza.
Ancak polisi atlatamayacağını anlayınca, pes edip çekmiş kenara.
Polis arabasından inmiş. Bezgin, kızgın ve de küskün bir sesle:
- Bana bak, çok yorgunum, üstelik keyfim de kaçık. Mantıklı bir özür söyle yoksa yaktım çıranı!
Kısa bir ara ve Sürücü:
- Karım geçen ay bir polisle kaçtı. Aynada sizin aracınızı görünce, kaçtığı polis, onu bana geri getiriyor sandım...
-Tamam kardeşim devam et........
İki keşiş yolda giderlerken , bir su birikintisinden karşıya
geçmek için bekleyen genç bir kadını görürler.
Keşişlerden biri, genç kadını kucakladı ve suyun öteki
karşısına geçirdi . Öteki keşiş arkadaşının bu davranışını
başka bir biçimde yorumladı ve bu nedenle hiç de hoş karşılamadı. Yaklaşık bir kilometre sonra ise, kendini daha
fazla tutamadı, arkadaşına bu davranışının yanlış olduğunu anlatmak istedi:
Böyle bir şeyi nasıl yapabildin? dedi.
Biz keşişiz, bırak bir kadını kucaklayıp karşiya geçirmek onlara bakmamız bile yasaktır.
Öteki keşiş, arkadaşına şöyle yanıt verdi:
Ben o genç kadını bir kilometre geride bıraktım dedi.
Görüyorum ki; sen ise onu hala taşıyorsun
Iki Ermeni kadin lokantaya gidiyor.
> > Birinci kadin kendine etli bi yemek
> > soyluyor.
> > Bunun uzerine ikinci kadin soyle bir konusma baslatiyor: -
> > Inanirsin Mari, ben vejetaryen oldum.
> > Nasil yani?
> > 10 yildir vucuduma bi dirhem et girmemistir.
> > Ne yani Aleks'inki sebzediir
AVRUPA BİRLİĞİ YIL 2050
Yıl 2050. AB Komisyon Başkanı odasında otururken, yardımcısı içeriye
heyecanla girer:
- Efendim, Türkiye tüm isteklerimizi yerine getirdi. Onları AB'ye alacak
mıyız?
AB Başkanı:
- Yok canım, henüz olmaz. Git, duyur, tüm Türkiye İngilizce konuşacak,
Türkçeyi yasaklıyorum.
- Efendim onu 5 sene önce yaptılar. Hatırlamıyor musunuz?
- O zaman söyle Kıbrıs'ı versinler..
- Efendim onu da 40 sene önce verdiler zaten...
- O zaman söyle Güneydoğu'ya özerklik versinler.
- Aman efendim, Türkiye'de Güneydoğu mu kaldı, 2020'de bağımsız devlet
oldu ya orası zaten.
- O zaman söyle (sözde) Ermeni soykırımını tanısınlar.
- Efendim, sadece Ermeni soykırımı değil, Pontus, Yunan, Bulgar, Rus,
Ukrayna, Moldova soykırımını bile tanıdılar, hatta Çanakkale
savaşından dolayı İngiliz, Avustralya, Yeni Zelanda soykırımını bile
tanıdılar ya.. Nasıl unuttunuz.
- Hmm o zaman söyle kokoreç yasaklansın
- Aman efendim, onu yemeği 2008'de bıraktılar
- İsa aşkına, ya ne bileyim? Kınayı yasaklayın, yakamasınlar.
- Ooooo Beyefendi. Hatırlayacaksınız..Cumhuriyeti el birliğiyle
yıkınca toplu kına yaktılar. Kına bu sarfiyata dayanamayıp bitince de
kına yakmayı bıraktılar yıllar önce.
AB Başkanı düşünüp taşınır ve;
-EEEE... ALMAMAK İÇİN BİR SEBEBİMİZ KALMADIYSA - DAĞITIN O ZAMAN
AVRUPA BİRLİĞİNİ...
ÇIĞLIK
Yolcular uçağın yanında otobüsten inmişler. Bavullarını gösteriyorlar.
Bir bakmışlar uçak şirketinin minibüsü yanlarında durmuş. İçinden
kaptan pilotla, yardımcı pilot inmişler.
Yolcular fena halde şaşırmışlar.Nasıl şaşırmasınlar.
Kaptan pilotun elinde bir beyaz baston. Kolunda üç noktalı bant.
Yardımcı pilotun elinde bir köpek tasması. Tasmanın ucunda bir köpek.
Sağa sola çarparak öylece ilerliyorlar uçağa.
Günlerden 1 Nisan değil ama'Şaka herhalde' demiş yolcular, doluşmuşlar uçağa.
Uçak pistte hızla ilerlemeye başlamış. Yolcuların gözleri camda.
Uçak hızlanmış. Yolcular endişelenmeye başlamışlar. Uçak daha
hızlanmış. Pistin sonu hızla yaklaşmaya başlamış.Uçak iyice hızlanmış.
Bazı yolcular paniklemiş, dua etmeye başlamışlar.
Uçak son hıza ulaşmış. Bu arada pistin sonuna da ulaşmış. 100 metre
sonra betonun bitip cimlerin başladığını gören yolcular dehşet içinde
çığlığı basmışlar.
Tam o anda da kaptan pilot levyeyi sonuna kadar çekmiş. Uçak tam pist
biterken tekerleklerini yerden kesmiş, havalanmış.
Kaptan pilot arkasına yaslanmış derin bir nefes almış ve yardımcı pilota dönmüş:
'Biliyor musun? Bir gün çığlık atmakta gecikecekler ve hep birlikte
geberip gideceğiz!'
* Dünyada nice kör yöneticiler var...
* * Çığlık atmaktan vazgeçmeyin !!!
>
)))))))
> Agop ile Eleni evlenmişler ve cicim ayları bittikten sonra Agop eve
> gelip koltuğuna kurulur kurulmaz,
> gazeteyi yüzüne çekip Eleni'yle hiç ilgilenmez olmuş.
>
> Günlerden bir gün Eleni Agop'tan ilgi beklentisi ile;
> -Bre Agoppp! Mutfagin penceresi bozuldu, yaparsinnn...?
>
> Agop, gazeteyi yüzünden indirmiş, gayet sinirli bir şekilde;
> -'Niye, ben pencereciii...?'
>
> Ertesi gün Eleni yine ilgi görmek umuduyla,
> -'Bre Agoppp, mutfakin muslugu bozuldu yaparsiinnn...?
> -'Niye ben muslukçiii...?'
> Bir sonraki gün
> -'Bre agoppp, tuvaletin sifoni bozuldu, yaparsiinn...?
> -'Niye ben pokçii...?
>
> Ertesi gün eve gelen Agop bi bakar herşey tamir edilmiş !
> -'Kuzum Eleni bunlari sen yaptinn..?'
> -'Yoo.. .'
> -'Ee kim yapti peki ?'
> -'Bilirsin, kapici carlos'un bende gözi vardir, yapars in? dedim, o da
> dedi 'yapar im, ama bi sartla..'
>
> Agop merak içinde sorar,
> -'Neymis..?'
>
> -'E,dedi bana, ya benimle yatarsin, yada bi pasta yaparsin !!!'
> Agop rahatlar,
> -'Peki kuzum, ne pastasi yaptin?'
>
> Eleni sinirlenir;
> -'Niye ben pastaciii...?
Materyalist
>
> Çok havali ve zengin bir avukat, yeni aldigi spor arabasini
>
> ofisinin önüne park eder. Ofisteki arkadaslarina nasil gösteris
> yapacagini
>
> düsünerek arabasindan inerken, yoldan hizla gecen bir kamyon sag
> tarafindaki
>
> kapiyi kopartir atar.
>
> Avukat derhal cep telefonunu kapar ve polisi arar. Bir dakika icinde
>
> polis olay yerine gelir fakat daha tek bir soru sormasina firsat
> birakmadan
>
> avukat isterik bir sekilde haykirmaya baslar.. Daha gecen gün aldigi
> arabasi
>
> mahvolmustur ve kaportaci ne kadar ince iscilik göstersede gene de
> eskisi gibi
>
> olmayacaktir. O kamyonun sürücüsü derhal bulunmali ve yaptigi hasar
>
> ona mutlaka ödettirilmelidir. Avukat kizgin ve öfkeli sikayetini nihayet
>
>
> bitirdiginde, polis bikkin ve inanamaz bir sekilde basini sallar 'Siz
>
> avukatlarin bu kadar materyalist olmalarini bir türlü
>
> anlayamiyorum..' der
>
> '..sahip oldugunuz seylere öyle baglaniyorsunuz ki, baska birseyi
> gözünüz
>
> görmüyor'
>
> 'Nasil söylersin böyle birseyi?' diye hayretle sorar avukat.
>
> Polis adama aciyarak ve kücümseyerek bakar 'Sol kolun dirseginin
> altindan
>
> kopmus görmüyor musun? Kamyon sana carptigi sirada olmus olmali ve
>
> sen bana kaportacidan bahsediyorsun....'
>
> 'Aman Tanrim!' diye bagirir avukat.
>
> 'Rolex saatim de gitmis'
> 2- Adam kendisi için aldığı Viagraların papağanı tarafından
> yutulmuş olduğunu farkeder..
> Papağanı ateş basmıştır.. Adam sinirlenerek 'Ateşi düşsün, soğusun'
> diye buzluğa atar papağanı..
> 4 saat sonra buzluğu açıp papağana bakan adam, papağanın hala ter
> içinde olduğunu görür ve şaşırır..
>
> - Ne oldu sana, niye terledin? Saatlerdir buzluktasın.. ?
>
> Papağan cevap verir:
>
> - Lan.. bu donmuş tavukların bacaklarını hiç ayırmaya çalıştın mı sen..?
Adamin biri evlenmeye karar vermis ama yasi 75. Kiz da 22.
Çocuklari, torunlari evlenmesin diye adami ikna etmeye calismislar;
"Babacim bak yasin ilerledi. Kalbin dayanmaz." diye. Ama adami ikna ne
mumkun. Kimseyi dinlememis. Kizla evlenmisler.
Gerdek gecesi olmus, sabah olmus, derken saat ogleni bulmus, yeni
evlilerden hala ses seda cikmiyormus. Aradan birkaç saat geçtikten
sonra kapi acilmis ve kiz bitkin bir vaziyette disariya çikmis.
Yasli adamin oglu hemen kosmus ve endise ile sormus : "Neler oldu?
Babam iyi mi?"
Kiz : "Evet cok iyi idi" demis. "Ben yoruldum da. biraz mola
verdik..." diye ilave etmis.
Çocuk : Allah Allah! 75 yasinda bir adam, nasil oluyor da bu kadar
aktif olabiliyor?
Kiz : "Yok canim " demis "Aktif degil, adam bunak. Yapiyor unutuyor,
yapiyor unutuyor!''
"Çanakkale'den 30-32 yaşlarında bir kadın,kucağındaki
süt bebeğiyle otobüse biner.Yanınada iri kıyım bir adam
oturur. Otobüs Ezine'ye ulaştığında kadın çocuğunu
emzirmek amacıyla memesini açar ve çocuğun ağzına
verir.
Ancak çocuk inatla memeyi emmek istemez.Kadın çocuğa
kızar ve sert bir sesle ; Al yoksa amcaya veririm !....
Adam göz ucuyla bakar ve önüne döner...
Ayvacık'a geldiklerinde kadın yine memesini çıkarır
ve çocuğu yine emzirmek ister,çocuk yine emmez ve
yine aynı sözler kadının ağzından dökülür
-Al yoksa amcaya veririm.
Bu olay her durakta tekrarlanır ve hepsinde de aynı
şeyler yaşanır.
Küçük kuyu,Altınoluk,Güre,Akçay derken Edremit'e
kadar gelinir.Edremit'te de kadın ;
-Al yoksa amcaya veririm diyince adam patlar
-Hanım hanım yeter artık !...Vereceksen ver.Ben
taa Ayvacık'ta inecektim,buralara kadar geldim...."
Arasından ırmak geçen iki köyün insanları birbirlerini pek sevmezlermiş. Gün olmuş ,öbür yakadan bir köylü beri yakadan Neşe adında biriyle evlenmiş.
Evliliğin ilk günlerinde,yeni damat sabah erkenden ırmağa giriyor,gusül abdesti alıyor sonra beri yakaya dönerek:
-Neşe bana yetmiyor,yok mu vereceğiniz başka bir gelin daha?
diye avazı çıktığı kadar bağırıyormuş...
Hergün aynı görüntü ve bağırtıyla muhatap olan olan beri yakanın köylüleri bundan çok rahatsız olmuşlar ve çare aramaya başlamışlar.
Köy kahvesinde derin derin düşünürlerken,akil adamlardan biri "Buldum" der,
-Yarın,hep bilikte ırmak kenarına gidiyoruz,ben ona yapacağımı biliyorum..
Sabah erkenden köylüler topluca ırmak kenarına gider.
Biraz sonra karşı köylü yeni damat gelir.
Köylüleri görünce biraz daha afili ,havalı bir şekilde önce kültür fizik yapar,suya girer,boy abdestini alır ve avazı çıktığı kadar bağırır:
-Hey...Karşı köylü kayıçolar,Neşe bana yetmiyor,yok mu başka gelin..!
Beri köyün sözcüsü birkaç adım öne çıkar ve avaz avaz bağırır :
-Haydi oradan ulen... Neşe,bütün köye yetiyordu,sana mı yetmeyecek..!
O günden sonra acar damadı ırmak boyunda gören olmamış...
ŞEYTAN VE ZAMPARA
Fazlası ile zampara olan bir adam tövbekar olmak istemiş.
Ne yapayım ne edeyim derken '40 gün 40 gece bir mağaraya kapanıp dua etmesi' söylenmiş.
Adam mağaraya kapanmış.
1 gün 2 gün 3, 4, 5 derken 39 gün olmuş.
39'uncu gün dışarıda bir yağmur bir yağmur, ortalığı sel götürüyor.
Bir bakmış ki mağaranın kapısında yağmur iliklerine kadar islemiş bir bayan...
Güzel mi güzel.
Bayan hemen içeriye girmiş.
Adam, bayanın üstünü kurutmak için ateş yakmış.
Fakat bayana hiç yaklaşmamış.
Bayan üzerindekileri kurutmak için çıkartınca, korkutuğunu söylemiş ve adamın kendisine sarılmasını istemiş.
Adam tövbesini bozmak istemiyormuş, fakat bayan cilvelenince 'tövbe' diye bir şey kalmamış ve iş bitmiş!..
Sevişmenin ardından kadın kahkahalar ile gülmeye başlayınca merakla sormuş:
- Neden gülüyosun yahu?
Kadın:
- Ben şeytanı m... Senin tövbeni bozmak için geldim ve başardım!
Bu sefer adam kahkahalarla gülmeye başlamış, kadın-şeytan sormuş:
- Niye guluyorsun?
Adam:
- Bu dünyada beceremediğim bi şeytan kalmıştı. Onu da becerdim ya; boşver gerisini !!!
Çankaya yokuşundan inmekte olan kamyon kırmızı ışıkta durunca, yanındaki arabadaki sarışın camını indirir ve bağırır:
"Hey benim adım Ayşe! Yükünüz dökülüyor, haberiniz olsun..."
Kamyoncu aldırmaz, yeşil yanınca sürer. Öbür kırmızıda sarışın gene yakalar kamyonu:
"Hey, duymadınız! Ben Ayşe! Yükünüz yola dökülüyor diyorum."
Kamyoncu gene sürer. Üçüncü kırmızıda sarışın arabasından fırlar kamyonun camını yumruklar, indirtir.
"Yahu ben Ayşe! Yükünüz dökülüyor!"
"Hey!" der, "Benim adım da Mehmet. Ankara'da kış var ve yollar buz tutmasın diye kamyonla tuz dökmek zorundayım!"
Beş cerrah konuşuyorlarmış, hangi hastaları ameliyat etmek daha kolaydır diye...
Birincisi demiş ki:" Muhasebecileri ameliyat etmek en iyisidir, çünkü içini açtığında her şey numaralandırılmıştır"
İkincisi demiş ki: " Yok canım , bence elektrikçileri tercih etmelisiniz, içindeki her şey renk kodu ile sınıflandırılmıştır"
Üçüncüsü demiş ki:" Hadi canım, bence kütüphaneciler en iyisidir, içlerindeki her şey alfabetik dizin içindedir"
Dördüncüsü: " İnşaat işçilerini denemelisiniz, parça artarsa yada iş uzar ve bir türlü bitmezse onlar seni anlayacaktır"
Beşincisi şöyle demiş: "Hepiniz yanılıyorsunuz, ameliyat edilecek en iyi hasta grubu politikacılardı r. Çünkü, yürekleri yoktur, beyinleri yoktur, taşakları yoktur, omurgası yoktur. Sadece iki organı hareket eder; ağzı ve götü. Onlar da değiştirilebilir türdendir.!!"
Temel dava açmış ve ilk duruşmada Hakim sormuş ;
- Nedir şikayetin ?
- Hakim bey bu Temel fıkraları var ya,benle Fadime'yi ağızlarına dolamışlar bizi rezil ediyorlar..hepsinden davacıyım... kim fıkra diye bizi anlatıyorsa onlardan tazminat talebim olacak..
- Senin adın Temel mi ?
- Evet Temel
- İyi de binlerce Temel var... o fıkralar neden senin için anlatılmış olsun..
- Hakim bey,ben çok iyi biliyorum beni kastediyorlar.. Hakim karşısında duran Temel'i iyice süzdükten sonra ;
- Bak ama o Temel fıkralarının çoğu belden aşağı... oysa sana bakıyorum çelimsiz ve yaşını almış bir Temel'sin... o fıkralar senden çok daha genç, güçlü kuvvetli ve çapkın bir Temel için anlatılıyor... seninle hiç ilgisi yok... bu dava düşer..
-Madem Hakim bey siz böyle takdir ediyorsunuz mesele yok... demek tevatürmüş, ben değilmişim...
- Evet sen olamazsın, başka Temel'dir onlar... sana sıra gelene kadar...
- İyi hoş da Hakim bey bu dava için köyden kalktım buralara kadar geldim... boş dönmeyeyim... hiç değilse o güçlü kuvvetli Temel'den sana bir fıkra anlatayım...
- Anlat bakalım..
- Bizim bu iri kıyım pazulu Temel Hakim karılarına çok düşkünmüş...
- Dur,dur be,ne diyorsun sen...
- N'oldu Hakim bey ?
- Daha ne olacak ,benim Hakim olduğumu bile bile Temel hakim karılarına meraklıymış diyorsun..ağzından çıkanı kulağın işitmiyor galiba..
- Rica ederim Hakim bey, Temel fıkrası için karısı güzel binlerce hakim var... seninkine sıra gelene kadar..
> İSTE BUGUNKU DURUM OZETİ....
>
>
> Tayyip bir okulu ziyaret eder öğrencilerle sohbet eder.
> Öğrencilerden Temel, size 3 sorum olacak der;
>
> 1- Nasıl oldu da seçimlerde bu kadar yüksek oy aldınız?
> 2- Özelleştirmeden gelen bütün paralar nereye harcandı?
> 3- Türban'ı neden sorun haline getiriyorsunuz?
>
> Aniden zil çalar çocuklar tenefüse çıkarlar.
> Teneffüsten döndüklerinde sözü Dursun alır;
>
> - Size 5 sorum olacak der ve sorar :
>
> 1- Nasıl oldu da seçimlerde bu kadar yüksek oy aldınız..?
> 2- Özelleştirmeden gelen bütün paralar nereye harcandı..?
> 3- Türban'ı neden sorun haline getiriyorsunuz..?
> 4- Ders zili neden 30 dk önce çaldı
5 - Temele noldu Nerede şimdi
Kadının biri, 46 yaşındayken kalp krizi geçiriyor ve hastaneye kaldırılıyor. Ameliyat masasındayken, ölüme yakın, birden bir Azraili görüyor ve soruyor: 'Benim saatim geldimi?' Azrail cevap veriyor: 'Hayır, senin daha 43 sene, 2 ay ve 8 günün var'. Narkozdan uyandığında, estetik yaptırmaya karar veriyor. Yüzünü gerdiriyor, ...dudaklarını doldurtturuyor ve Göğüslerini düzelttiriyor. Kısacası: 'Yeniden doğmuş gibi' Daha uzun bir süre yaşayacağını bildiği için şimdi, o kadar ameliyatın değdiğini düşünüyor. Son ameliyattan sonra, hastaneden tamamen yeni bir insan gibi çıkıyor. Tam karşıdan karşıya geçiyorken ambulans çarpıyor ve ölüyor. Azrail'e soruyor: '40 seneden daha fazla yaşayacağımı söylemiştin Neden o zaman bana o ambulansın carpmasini engellemedin? Azrail cevap veriyor: 'Kız, allah canını almasın ben seni tanıyamadım ki

))...
Diyet
SABAH
1 Tek Rakı
1 Kibrit Kutusu büyüklüğünde beyaz, Peynir (Yağsız)
3 Adet Yeşil Zeytin (Çizik)
3 Adet Siyah Zeytin
ARA Öğün (KUŞLUK)
1 Tek Rakı
2 Ceviz içi
4 Adet badem (tuzsuz)
6 Adet Fındık
OGLE
1 Duble Rakı
Kuzu Çiğeri (Yağsız) Izgara
Bol söğüş ve salatalık domates
(1 Yemek kaşığı zeytinyağı ilave edilebilir)
ARA Öğün (İKİNDİ)
2 Tek Rakı
2 Dilim kavun
Not: Her dilimle 1 duble içilecek.
Akşam
2 Duble Rakı
Izgara
Balık
Kıvırcık Salata (1 Yemek kaşığı zeytinyağı
ilave edilebilir)
YATMADAN ONCE
1 Tek Rakı
1 Dilim Karpuz
NOT: Her hafta öğünlerdeki tek sayisi 1
artırılacaktır. Tum öğünlere zeytinyağlı,
Kırmızı pul Biberli, naneli, Siyah sele
Zeytin önemle öğüt edilir ...
Balıkla yenen Öğün sonunda da fırında
tahin helva ve ceviz alınabilir ....
Kulak
Bizim marangoz Temel, ahşap bir binanın restorasyonunda çalışmaktadır. Elinde testere ile ikinci katın iskelesinde çalışırken görünmez bir kaza meydana gelir ve testereyi kaydırarak bir anda yanlışlıkla kulağını keser. Kulak da aşağıya düşer. Kulağını görmek ümidiyle aşağıya bakar ve orada çalışan işçilere seslenir:
-"'Hey beyler aşağılarda bir kulak gördünüz mü?"
Şaşkın işçiler şöyle bir etraflarına bakarlar ve kanlar içinde bir kulak bulup bizim Temel'e gösterirler: -"Bu mu?"
Temel aşağı doğru eğilip gözlerini kısar:
-"'Yok yav, benimkinin arkasında kalem olacaktı."
****
Ambulans Şoförü
Temel'e, ambulans şoförü olarak ise başladığı ilk gün, bir hastayı evden alıp hastaneye getirmesini söylerler...iki saat sonra dört hasta ile geri dönen Temel, görevlilere durumu açıklar:
-Ha bu ilk sıradaki esas hastadur da.. Diğer üçüne ben çarptum..
****
Nefes
Temele sormuşlar:
-Hangi nefesleri seversin?
-Cigaramun ilk nefesiyle, kaynanamun son nefesini,demiş.
*****
İş başka arkadaşlık başka
Temel acele acele Dursun'un kapısını çalar. Dursun sorar:
-"Uşağum ne bu telaşın ?"
Temel:
-"Sana ağrı kesici yerine zehir vermişim "
Dursun:
-"Eyvahh! Ne olacak şimdi?"
Temel:
-"Ne mi olacak. Zehir daha pahalı 5 milyon daha vereceksin"
******
Temel, karisi Natasa ya gerdek gecesi sormus:
-"ilk uyudugun erkek ben miyum?"
Natasa:
-"Uyursan evet!"
****
Temele sormuşlar, "aptal mi, güzel mi olmak istersin? "
-"Güzellik gecicidur," demiş.
****
Temele hocasi sormus:
-1881 de ne oldu?
-Ataturk dogdi.
-1914 ne oldu?
-Ataturk 33 yasina basti.
****
Fadime ile Temel Büyük Adada dolaşıyorlarmış. Bir martı temel'in kafasına pislemiş.
Fadime:
- Temel git su tuvaletten tuvalet kağıdı al!
Temel:
- Gerek yoktir, kus coktan ucup gittu.
*****
Temel Fadime ye boşanma davası açmış ve hakime,
- Sayun hacum bey, karim uc yildur evde ne bulursa ustume firlatiyu. Ne olur bizu bosat!
Hakim sormus,
- Peki evladim niye bunun icin uc yil bekledin?
Temel:
- yenu yenu isabet etturmeye basladu daa!
*****
Büyük ikramiye çıkan Temeli üç ay sonra bakkal, kasap ve borçlu olduğu diğer esnaf yolda cevirmiş ve
- "U la Temel sana ikramiye ciktugu halde uc aydir niye borcunu odemiyosun?" diye sormuşlar.
- "U-la zencun oldi degistu daa! demesunlar diye, "demiş.
*****
İdama mahkum olan Temele "son arzusunu" sormuşlar;
-"Benu oglumin yanuna gomin" demiş.
Oğlunun yasadığı ortaya çıkınca,
- "Tamam daa, ben beklerum "demiş.
*****
Temel'in eczanesine genç ve güzel bir kadın girmiş. Tartının üzerine çıkıp parayı atmış. Beğenmemiş,
Manto ve ceketini çıkarmış ve para atıp tekrar tartılmış. Yine sıkılmış Kadın. Eteğini çıkarınca, temel atılmış, parayı atmış,
-Tevam edin puntan sonrasi müesseseden.
****
Öğretmen telefonda,
-Demek Temel hasta, okula gelemeyecek, peki ben simdi kiminle konuşuyorum?
- Pabamla.
****
Temel savaşta büyük çatışmadan sonra, gece sessizlik sırasında bir nefes alıyor, bir sigara çıkarıyor, kibritle yakıyor, arkadaşı atılıyor
- Heyy ! Deli misin? Bu çok tehlikeli.
Temel sakin :
- Yok canim, içime çekmeyrum.
*****
Temel çok para kazanmış. Ailece en lüks lokantaya gitmişler en pahalı şarabı seçip ısmarlamış.
Garson :
- Hangi yıl tercih ederdiniz, diye sorunca,
- Pi mahzuru yoksa hemen isteyrum.